top of page

Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulunun Sorumluluğu

  • Paksoy
  • 20 Kas 2024
  • 7 dakikada okunur

Anonim şirketlerde geniş bir yetki yelpazesine sahip olan yönetim kurulu hangi durumlarda, nasıl sorumlu tutulabilir merak ediyorsanız doğru yazıyı okuyorsunuz! Anonim şirketlerde yönetim kurulunun sorumluluğunu sizler için ele aldık. 


Anonim şirketlerin zorunlu organlarından olan yönetim kurulu, şirketin yönetim ve temsil organı olarak görev yapar. Şirketin yönetim ve temsili, birçok yetki sağladığı gibi büyük sorumlulukları da beraberinde getirir. 


Yönetim kurulunun sorumluluğuna gidilebilmesi için hangi şartların gerçekleşmesi gerektiği, yönetim kurulu üyelerinin hangi durumlarda sorumluluğunun doğduğu ve bu sorumluluğun nasıl kaldırabileceği konularına değindik bu yazımızda. Bu konudaki soru işaretlerinizi en aza indirebilmek için gelin birlikte yazımıza göz atalım!


Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulunun Sorumluluğuna Gidilmesinin Şartları


Yönetim kurulunun hukuki sorumluluğuna gidilebilmesi için bazı şartların aynı anda sağlanmış olması gerekir. Bunlar Türk Borçlar Kanunu madde 49’da sayılan hukuka aykırılık, kusur, zarar ve illiyet bağıdır. Bu kavramların ne anlama geldiğini kısaca inceleyelim. 


Hukuka Aykırılık 


Hukuka aykırılık, yapılan eylemin veya eylemsizliğin hukuk düzeni ile çatışması anlamına gelir. Yönetim kurulu üyelerinin de kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülükleri vardır. Bunların ihlali hukuka aykırılık sonucunu doğurur. Unutulmaması gereken nokta, hukuka aykırılık ve kusur unsurlarının ayrı ayrı incelenmesi gerekir. Bir fiilde, failin kusurunun bulunmaması onu hukuka aykırı bir fiil olmaktan çıkarmaz. Ancak sorumluluktan kurtarabilir. 


Kusur 


Kusur, kişinin kastı veya ihmali olduğu durumlarda söz konusu olur. Yönetim kurulunun sorumluluğuna gidilebilmesi için kusurun ihmal şeklinde ortaya çıkması yeterlidir. Tazminat sorumluluğunda kusurun ağırlığının önemi, tazminat miktarının belirlenmesinde ortaya çıkar. 


Yönetim kurulunun sorumluluğuna giderken kusurun ağırlığı özellikle Türk Ticaret Kanunu madde 369’da öngörülen, aşağıda daha detaylı değindiğimiz özen borcunu yerine getirip getirmemesine göre belirlenir. Özen borcunun değerlendirilmesinde kriter olarak, yönetim kurulu üyesinin kendi özenine değil, objektif olarak bir yönetim kurulu üyesinin nasıl bir özen göstermesi gerektiğine bakılır.


Yönetim kurulunun sorumluluğu ile ilgili davalarda kusuru olmadığını kanıtlama yükü yönetim kurulu üyesindedir. Yani yönetim kuruluna dava açan davacının, yönetim kurulu üyesinin kusurlu olduğunu ispat etmesine gerek yoktur. 


Bazı sorumluluklar, kusursuz sorumluluk halleridir. Yani yönetim kurulunun kusuru olmasa da sorumlu tutulabilecekleri sorumluluklardır. Burada kusurun ağırlığı yine de tazminat miktarı belirlenirken önemli olabilir. 


Zarar 


Yönetim kurulu üyelerinin verdikleri zararlar sonucunda şirket, alacaklılar ve pay sahipleri zarara uğrayabilir. Bu kişilerin uğradıkları zararları doğrudan ve dolaylı zarar olarak sınıflandırabiliriz. Doğrudan zarar, zarara uğrayan kişinin malvarlığında doğrudan bu zararın sonucunda ortaya çıkar. 


Örneğin yönetim kurulu üyesinin hukuka aykırı davranışıyla şirketin malvarlığında azalmaya sebep olması, şirketi doğrudan zarara uğratır. Bununla birlikte şirketin bu zarara uğramasının sonucunda alacaklılar ve pay sahibi de zarara uğruyor olabilir. 


Bu da dolaylı zarar meydana getirir. Kural olarak yönetim kurulu üyesi tazminatı şirkete öder, yani doğrudan zararı karşılar ve dolaylı zarar da şirkete ödenen tazminatla giderilebilir. Dolaylı zararın tazmin edilebilmesi için kanunda açıkça öngörülmüş olmalıdır. 


Zarar, zarara uğrayan kişinin maddi varlığında zarar sonucu oluşan eksilmeye eşittir. Zarar, kişinin zarar sonucu oluşan malvarlığı değerinin zarar öncesi değerden çıkarılmasıyla bulunur. Türk hukukunda tazminat zarardan fazla olacak şekilde karar verilemez çünkü amaç cezalandırmak değil denkleştirmenin sağlanmasıdır. 


Zarar, davayı açan yani davacı tarafın varlığını kanıtlaması gereken bir husustur. Davalı tarafın zararın var olmadığını kanıtlaması gerekmez. 


İlliyet Bağı


Sorumluluğun doğabilmesi için eylemiyle zarara sebep olmuş olmalı, yani eylemiyle meydana gelen zarar arasında bir illiyet olması gerekir. Eğer zararın, aslında yönetim kurulu üyesi tarafından değil de bir başka sebeple meydana geldiği ortaya çıkarsa illiyet bağı kesilmiş olur, dolayısıyla yönetim kurulunun sorumluluğuna gidilemez. 


Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulunun Sorumluluğu Durumları 


Anonim şirketlerde yönetim kurulunun sorumluluğu Türk Ticaret Kanunu’nda öngörülmüştür. Farklı maddelerde öngörülen bu sorumlulukları hep birlikte inceleyelim.


Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulunun Sorumluluğu olarak Özen ve Bağlılık Yükümlülüğü


Yönetim kurulu, yetkilerini kullanırken ve görevlerini yerine getirirken hukuka uygun bir çerçevede şirketin menfaatlerini gözetmek zorunda. Görevlerini yerine getirirken objektif olarak tedbirli bir yöneticinin nasıl davranması gerekiyorsa, nasıl özen göstermesi gerekiyorsa o şekilde özen göstermesi gerektiği kabul edilir. 


Yönetim kurulu üyesinin özen yükümlülüğü yetkilerinin kapsamıyla sınırlıdır, ancak yetkili olduğu konularla ilgili gerekli özeni göstermesi beklenir. Yani yönetim kurulunun kararının şirket için olumsuz bir sonuç oluşturması durumunda her zaman sorumluluğuna gidilemez. 


Yönetim kurulu kararı alırken şirketin menfaatlerini gözeterek tedbirli bir yöneticinin gösterdiği özeni göstermesi halinde olumsuz bir sonuç doğurmasına rağmen yönetim kurulunun özen yükümlülüğünü yerine getirmesi sebebiyle sorumluluğuna gidilemez. 


Yönetim kurulunun aynı zamanda bağlılık, yani sadakat yükümlülüğü de vardır. Türk Ticaret Kanunu’na göre yönetim kurulu şirketin menfaatlerini dürüstlük kuralı a uyarak gözetmelidir. Sadakat yükümlülüğünün temelini bu ifade oluşturur. 


Sadakat yükümlülüğünün bir sonucu olarak yönetim kurulunun sır saklama yükümlülüğü de bulunmakta. Bu kapsamda yönetim kurulu üyesi görevini yerine getirirken elde ettiği hiçbir bilgiyi üçüncü kişilerle paylaşamaz, ifşa edemez. 


Kötü Niyetle İptal ve Butlan Davası Açanların Sorumluluğu


Türk Ticaret Kanunu’nun 445 ve 446. Maddeleri uyarınca yönetim kurulu üyeleri tek başına ya da toplu bir şekilde kurul olarak kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve dürüstlük kurallarına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine iptal davası açabilirler. 


Ancak kötü niyetle; kanuna, esas sözleşmeye veya dürüstlük kurallarına aykırı olmadığı halde örneğin genel kurul kararının uygulanmasını engellemek amacıyla dava açılıyorsa burada yönetim kurulunun veya yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu doğar. 


Bu da Türk Ticaret Kanunu madde 451’de düzenlenmiştir. Buna göre bu davanın kötü niyetle yönetim kurulu veya yönetim kurulu üyelerinden birkaçı tarafından açılması durumunda, şirketin uğradığı zararlardan sorumlu olurlar. Dava eden yönetim kurulu üyelerinin bu kapsamda sorumluluğuna gidilebilir. 


Esas Sermayenin Usulsüz Artırılmasından ve Azaltılmasından Doğan Sorumluluk 


Esas sermaye, anonim şirketin esas sözleşmesinde yer alır. Bu nedenle esas sermaye değiştiğinde esas sözleşmede de değişiklik yapılması gerekir. Bu değişikliğin Türk Ticaret Kanunu madde 455’teki usule uygun olarak yapılması gerekir. 


Kanun, usulün uygulanması için gerekli işlemleri yapmakla yönetim kurulunu sorumlu tutmuştur. Bu sebeple yönetim kurulu bunları usulsüz yerine getirirse tarafların bundan doğan zararlarını karşılamakla yükümlüdürler. 


Esas sermayenin azaltılması ise Türk Ticaret Kanunu’nun 473, 474 ve 475. maddelerinde düzenlenmiştir. Burada yine karar genel kurul tarafından alındıktan sonra yönetim kurulunun yapmakla yükümlü olduğu işlemler öngörülmüştür. Bunlarda bir usulsüzlük yapıldığı takdirde yönetim kurulu yine sorumlu olur. 


Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulunun Sorumluluğu olarak Müzakerelere Katılma Yasağı 


Bazı durumlarda yönetim kurulu üyelerinin toplantıya katılamayacakları öngörülmüştür. Bu durumlar Türk Ticaret kanunu madde 393’te sayılmıştır. Buna göre Yönetim kurulu üyesi, kendisinin şirket dışı kişisel menfaatiyle veya alt ve üst soyundan birinin ya da eşinin yahut üçüncü derece dâhil üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarından birinin, kişisel ve şirket dışı menfaatiyle şirketin menfaatinin çatıştığı konulara ilişkin müzakerelere katılamaz. 


Eğer mevcut durum yönetim kurulu üyesinin dürüstlük kuralınca toplantıya katılmamasını gerektiriyorsa, yine bu kural uygulanır. Eğer üyenin katılabileceği – katılamayacağı hususunda bir tereddüt varsa yönetim kurulu oylamayla karar verir. 


Burada bu kararı genel kurulun değil, yine yönetim kurulunun verdiğine dikkat edilmelidir. Bu oylamaya söz konusu üye katılamaz. Diğer üyelerin bu menfaat çatışmasından haberi olmasa bile, söz konusu üye sorumlu olmamak için bu yasağa uymak zorundadır. 


Bu yasak menfaat çatışması olan üyeye sorumluluk yüklediği gibi diğer üyelere de sorumluluk yükler. Eğer diğer üyeler bu menfaat çatışması biliniyor olmasına rağmen söz konusu üyenin toplantıya katılmasına izin veriyor veya ses çıkamıyorsa, bu üyeler de şirketin uğradığı zararı tazmin etmekle yükümlüdür. 


Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulunun Sorumluluğu olarak Rekabet Yasağı

 

Rekabet yasağı, Türk Ticaret Kanunu madde 396’da düzenlenir. Bu, aynı zamanda daha önce bahsettiğimiz sadakat yükümlülüğünün bir görünümü. Hükme göre, yönetim kurulu üyelerinden biri, genel kurulun iznini almaksızın, şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi kendi veya başkası hesabına yapamayacağı gibi, aynı tür ticari işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak sıfatıyla da giremez. Yani şirketle rekabet etmeme yükümlülüğü vardır. 


Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulunun Sorumluluğu olarak Eşit İşlem İlkesi


Türk Ticaret Kanunu eşit işlem ilkesinden madde 394’te bahseder. Buna göre eşit işlem ilkesine aykırı olan yönetim kurulu kararları batıldır. Eşit işlem ilkesi, aynı koşullardaki hissedarlara aynı muamelenin gösterilmesine yöneliktir. Bu ilkenin önemi gereği, genel kurul bu hakkından feragat edemez. 


Şirketle İşlem Yapma, Şirkete Borçlanma Yasağı


Şirketle işlem yapma ve şirkete borçlanma yasağı Türk Ticaret Kanunu madde 395’te düzenlenmiştir. Buna göre yönetim kurulu üyesi, genel kuruldan izin almadan, şirketle kendisi veya başkası adına herhangi bir işlem yapamaz. 


Böyle bir şey yaparsa şirket işlemin batıl olduğunu ileri sürebilir. Burada yönetim kurulu üyesinin görevini kötüye ve kendi menfaatleri doğrultusunda kullanmasının önüne geçilmek istemiştir. 


Belgelerin ve Beyanların Kanuna Aykırı Olması


Belgelerin ve beyanların kanuna aykırı olması, Türk Ticaret Kanunu 549. maddede düzenlenmiştir. Buna göre Şirketin kuruluşu, sermayesinin artırılması ve azaltılması ile birleşme, bölünme, tür değiştirme ve menkul kıymet çıkarma gibi işlemlerle ilgili belgelerin, izahnamelerin, taahhütlerin, beyanların ve garantilerin yanlış, hileli, sahte, gerçeğe aykırı olmasından, gerçeğin saklanmış bulunmasından ve diğer kanuna aykırılıklardan doğan zararlardan, belgeleri düzenleyenler veya beyanları yapanlar ile kusurlarının varlığı hâlinde bunlara katılanlar sorumludur. 


Burada dikkat edilmesi gereken nokta, belgeleri düzenleyenlerin ve beyanları yapanların sorumluluğu kusursuz sorumluluk haliyken, katılanlar için sorumluluk kusura bağlanmıştır. Dolayısıyla katılanlar kusurlu olmadıklarını ispatlayarak sorumluluktan kurtulabilirler. 


Sermaye Hakkında Yanlış Beyanlar ve Ödeme Yetersizliğinin Bilinmesi


Sermaye hakkında yanlış beyanlar ve ödeme yetersizliğinin bilinmesinden kaynaklanan sorumluluk Türk Ticaret Kanunu madde 550’de düzenlenmiştir. Buna göre, sermaye tamamıyla taahhüt olunmamış veya karşılığı kanun veya esas sözleşme hükümleri gereğince ödenmemişken, taahhüt edilmiş veya ödenmiş gibi gösterenler ile şirket yetkilileri, eğer kusurlu iseler, bu payları üstlenmiş kabul edilirler ve payların karşılıkları ile zararı faiziyle birlikte müteselsilen öderler. 


Müteselsilen sorumlu olmaları, alacaklıların, alacaklarının herhangi bir şirket yetkilisinden tamamını talep edebilecekleri anlamına gelir. Aynı zamanda sermaye taahhüdünde bulunanların ödeme yeterliliğinin bulunmadığını bilen ve buna onay verenler, söz konusu borcun ödenmemesinden doğan zarardan sorumludurlar.


Değer Biçilmesinde Yolsuzluk Yapılması


Değer biçilmesinde yolsuzluktan doğan sorumluluk Türk Ticaret Kanunu madde 551’de düzenlenmiştir. Buna göre, ayni sermayenin veya devralınacak işletme ile ayınların değerlemesinde emsaline oranla yüksek fiyat biçenler, işletme ve aynın niteliğini veya durumunu farklı gösterenler ya da başka bir şekilde yolsuzluk yapanlar, bundan doğan zarardan sorumludur. Bu sorumluluk durumu da kusur esasına dayanır. 


Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulunun Sorumluluğunu Kaldıran Durumlar


Türk Ticaret Kanunu kapsamında anonim şirketlerde yönetim kurulunun birçok sorumluluğu vardır. Peki bu yönetim kurulu üyelerinin bu sorumluluklardan kurtulması mümkün mü? Yollarına hep birlikte bakalım!


İbra Kararı


İbra kararı, ilgili dönemin sonunda genel kurul tarafından alınır ve yönetim kurulu üyelerinin hukuki sorumluluğunu kaldırır. Genel kurulda bu karara pozitif oy kullanan hissedarların artık yönetim kurulunun sorumluluğu davası açması mümkün olmaz. 


Ancak ibra kararı alınırken olumsuz oy kullanan hissedarlar, karara muhalefet ettiklerine dair muhalefet şerhini toplantı tutanağına geçirttiyse, ibra kararının alındığı tarihten itibaren 6 ay içerisinde ibra kararının iptali için dava açabilirler. 


Aynı zamanda ibra kararı olumsuzsa, yani yönetim kurulu ibra edilmemişse yönetim kurulu ve kararın yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir. Böylece anonim şirketlerde yönetim kurulunun sorumluluğuna gidilebilir. 


Zamanaşımı Süresinin Dolması 


Sorumluluk davası açmak için öngörülen zamanaşımı süresi Türk Ticaret Kanunu 560. maddede düzenlenmiştir. Buna göre, sorumluluk davası açmak için dava eden tarafın sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl içerisinde dava açması gerekir, aksi takdirde zamanaşımına uğrar. 


Aynı zamanda her durumda, zamanaşımı süresi 5 yıldır. Yani dava açmak isteyen kişi fiili işlendikten sonra 7. yılında öğreniyorsa, zamanaşımına uğraması sebebiyle dava açamayacaktır. Yani zamanaşımı süresinin dolmasıyla yönetim kurulunun da sorumluluğu ortadan kalkar. 


Bunun istisnası, fiilin bir cezayı gerektirip Türk Ceza Kanunu’na göre daha uzun dava zamanaşımına tabi olmasıdır. Böyle bir durumda tazminat alacağı da bu zamanaşımına tabi olur, yani tazminat sorumluluğu kalkmaz. 


Sonuç 


Anonim şirketlerde yönetim kurulu, yetkileri bakımından şirketin en etkili organı diyebiliriz. Elbette bu yetkiler de birçok sorumluluğa sahip olmaları anlamına geliyor. 


Hukuka aykırılık, kusur, zarar ve illiyet bağı bir arada bulunduğu hallerde Türk Ticaret Kanunu kapsamında anonim şirketlerde yönetim kurulunun sorumluluğuna gidilebilir. Genel kurul tarafından ibra kararının çıkarıldığı ve zamanaşımının dolduğu durumlarda yönetim kurulunun sorumluluğu kalkar. 


Yazımızda yönetim kurulunun sorumluluklarını detaylı bir şekilde ele almaya çalıştık. Bu konuda bir soru işaretiniz kalmadığını umuyoruz!


 

bottom of page